Dünya üzerinde zekasına bu kadar alenen ve hoyratça hakaret edilen başka bir ülke insanı olmuş mudur acaba?
Ülkenin başbakanı çıkıyor, nükleer santral ile evdeki tüpgazı karşılaştırıyor.. hani şaka/espri olarak bile kötü. Arkadaş ortamında birisi bunu espri olarak yapsa suratına bakarız ters ters..
Ama hükümetin başkanı zahmet edip, zeka unsuru taşıyan bir takım demogoji yapmaya, yanıltıcı istatistiklerle görüşünü desteklemeye çalışmaya gerek duymuyor, bodozlama dalga geçiyor halkla.. ama ne oluyor? (yazının sonunda...)
Sonra günlerden bir gün, aynı ülkede 1 milyon 7 yüzbin kişinin katıldığı, hepsinin geleceğini doğrudan ilgilendiren bir sınav yapılıyor. Sınavda öyle önlemler alınıyor ki, nerdeyse nefes almayı yasaklayacaklar soruları çözerken.. bazı insanlar altlarına bez bağlayıp giriyorlar sınava.. komik di mi?
Ha, bir de tarihi boyunca sistemden otomatik olarak ve rastgele yapılan sınav salonu belirlemesinde elle müdahale olduğu ortaya çıkıyor.. Pek çok yerde hanım kızlarımızın erkeklerden ayrı okullarda, ayrı sınıflarda sınava girdikleri ortaya çıkıyor.. Bu tür bir elle müdahale bile sınavın geçerliliğini ortadan kaldıran bir durumken, yetkililer açıklıyor "pozitif ayrımcılık yaptık" diye.. Halbuki ne kadar meraklıdır bu "zihniyet" pozitif ayrımcılık yapmaya di mi? hiç haberiniz yok muydu?
Neyse, sınav yapılıyor, ertesi gün sınava ait bir soru kitapçığı ve cevap anahtarı basına dağıtılıyor. Birileri farkediyor ki, matematik sorularının cevap şıklarında bir şifre gizli. Eğer o şifreyi biliyorsan, soruyu okumana bile gerek kalmadan, kalem oynatmadan 40 sorudan 37 tanesini doğru şekilde çözebiliyorsun.. o-ha (pardon)
Sonrası malum, sınavı yapan kurumun başındaki ilginç saçlı, komik bıyıklı bir amca çıkıyor ""ebelek"" ve ""gübelek"" yapıyor.. önce "şifre yoktur, yalan haber bunlar" diyor.. sonra aynı toplantıda "şifre vardır, biz bile bile basına verdik bu kopyayı" diyor.. peki sözel kısımlarda nasıl bir şifre vardı diye sorulunca ""hebelek"" diyor.. Yani bişeyler diyor ama, o an ne dediğini kendisi bile anlamıyor bence..
Haaa bu arada, sınav tarihinde ilk defa her adaya ayrı bir soru kitapçığı dağıtıldığı ortaya çıkıyor. Şaka gibi.. bunu da üstün bir güvenlik önlemi olarak, gururla söylüyorlar.. istediğin kişiye özel kitapçık hazırla, onu istediğin okula, salona yerleştir.. tarihin en güvenli sınavını yaptığını söyle..
daha bitmiyor..
Yine aynı ülkenin muhterem cumhurbaşkanı çıkıyor bu sefer basın karşısına.. diyor ki, "ben ilginç saçlı, komik bıyıklı arkadaşla konuştum, beni ikna etti" diyor. "Çok şahane yapmışlar sınavı, siz ikinci sınava çalışın, kafanızı yormayın böyle şeylerle" diyor..
Yürütmeden sorumlu erkin temsilcisi çıkıyor, "reis-i cumhur ikna olduysa bize ne yemek düşer?" demeye getiren bir açıklama yapıyor.. daha ne olsun..
Peki tüm bunlar olurken, her birinin zekasıyla böyle hoyratça dalga geçilirken, yönetim temsilini bu insancıklara veren bu güzel ülkenin, şahane insanları ne diyor?
"yarabbi şükür"
bir dahaki seçimde daha da yüksek oy verelim ki, yüzümüzden rahmet eksik olmasın...
"amin"
Cosmopolis
burası cosmopolis.. cosmo tarzı paylaşım ortamı... keyfinize bakın..
05 Nisan 2011
02 Mart 2011
"Hakkınızı Helal Ediyor musunuz?"
İslami cenaze törenlerinde, cenaze defnedilmeden önce namazı kıldıran hoca cemaate sorar:
"Hakkınızı helal ediyor musunuz?" diye.. cemaat de hep bir ağızdan seslenir: "helal olsun!" diye.. hatta bu soru üç defa sorulur bazen helal etme olayını perçinlemek için.
Dün de bir cenaze vardı, kalabalıkça katılımın yaşandığı. Cenaze namazını kıldıran hoca yine sordu, cemaat yine koro halinde cevap verdi...
Nam-ı değer "kayıp trilyon" davasının mahkum edilmiş sanığıydı dünkü cenazede defnedilen. Hazine bütçesinden çalınan/buharlaştırılan paranın sorumlusuydu. Hazine bütçesinde bu ülkede yaşayan hemen herkesin hakkı olduğuna göre sizlere de sormak lazım:
"Hakkınızı helal ediyor musunuz?" diye.. cemaat de hep bir ağızdan seslenir: "helal olsun!" diye.. hatta bu soru üç defa sorulur bazen helal etme olayını perçinlemek için.
Dün de bir cenaze vardı, kalabalıkça katılımın yaşandığı. Cenaze namazını kıldıran hoca yine sordu, cemaat yine koro halinde cevap verdi...
Nam-ı değer "kayıp trilyon" davasının mahkum edilmiş sanığıydı dünkü cenazede defnedilen. Hazine bütçesinden çalınan/buharlaştırılan paranın sorumlusuydu. Hazine bütçesinde bu ülkede yaşayan hemen herkesin hakkı olduğuna göre sizlere de sormak lazım:
"Hakkınızı Helal Ediyor musunuz?"
25 Şubat 2011
Arslansın, Kaplansın Türkiye..
Yılmaz Özdil'in bugünkü yazısında dile getridiği konu ve verdiği bilgiler üzerine merak edip, gerçekten de böyle bir duyuru yapmışlar mıdır diye baktım...
Yazarın da belirttiği gibi, Libya'daki Türkiye Büyükelçiliği internet sitesinden kaldırılmış bu duyuru ama Ticaret Müşavirliği sitesinden kaldırmayı unutmuşlar..
Buyrun, Libya'da olaylar patlak vermeden çok çok kısa bir süre önce, büyükelçiliğimiz tarafından yapılan duyuru şöyle:
Muhtemelen oradan da yayından kaldıracaklardır birazdan apar topar diye internet sitesinin ekran görüntüsünü de aldım...
Son iki gündür gazetelerde bir zafer havasıdır esiyor. İşte İngilizler bile birşey yapamamış ama biz vatandaşlarımızı çıkarıyormuşuz oradan filan diye.. 25.000'in üzerinde Türk vatandaşının bulunduğu söyleniyor Libya'da. Şimdiye kadar herhalde birkaç bin tanesi getirilmiştir, getirilmeye devam edecektir.. Zaten yapılması gereken birşeyi bir kahramanlık hikayesine dönüştürmeden önce, yukarıdaki duyuru gibi bir skandalı açıklamaları gerekiyor. Bu ülkenin istihbarat birimleri ne iş yapmaktadır.. Neredeyse sokaktaki her vatandaşın bile tahmin ettiği gibi bölge ülkelerinin hepsinin karışacağı ortadayken, böyle bir duyuru yapmak ya dünyanın en büyük istihbarat fiyaskolarından birisini, ya da kendi vatandaşlarını bile bile tehlikeye atan bir sorumsuzluğun yani daha büyük bir fiyaskonun göstergesidir. Bu duyuru yapılmasa belki pek çok kişi günler öncesinden ülkeyi sorunsuz bir şekilde terk edecekti zaten, gereken önlemlerini alarak.
Yazıklar olsun.. hem bunu yapanlara hem de şimdi kahramanlık destanları düzen zavallı basın parçacıklarına..
Yazarın da belirttiği gibi, Libya'daki Türkiye Büyükelçiliği internet sitesinden kaldırılmış bu duyuru ama Ticaret Müşavirliği sitesinden kaldırmayı unutmuşlar..
Buyrun, Libya'da olaylar patlak vermeden çok çok kısa bir süre önce, büyükelçiliğimiz tarafından yapılan duyuru şöyle:
Libyada İstikrar Var
16-02-2011
16-02-2011
|
Muhtemelen oradan da yayından kaldıracaklardır birazdan apar topar diye internet sitesinin ekran görüntüsünü de aldım...
Son iki gündür gazetelerde bir zafer havasıdır esiyor. İşte İngilizler bile birşey yapamamış ama biz vatandaşlarımızı çıkarıyormuşuz oradan filan diye.. 25.000'in üzerinde Türk vatandaşının bulunduğu söyleniyor Libya'da. Şimdiye kadar herhalde birkaç bin tanesi getirilmiştir, getirilmeye devam edecektir.. Zaten yapılması gereken birşeyi bir kahramanlık hikayesine dönüştürmeden önce, yukarıdaki duyuru gibi bir skandalı açıklamaları gerekiyor. Bu ülkenin istihbarat birimleri ne iş yapmaktadır.. Neredeyse sokaktaki her vatandaşın bile tahmin ettiği gibi bölge ülkelerinin hepsinin karışacağı ortadayken, böyle bir duyuru yapmak ya dünyanın en büyük istihbarat fiyaskolarından birisini, ya da kendi vatandaşlarını bile bile tehlikeye atan bir sorumsuzluğun yani daha büyük bir fiyaskonun göstergesidir. Bu duyuru yapılmasa belki pek çok kişi günler öncesinden ülkeyi sorunsuz bir şekilde terk edecekti zaten, gereken önlemlerini alarak.
Yazıklar olsun.. hem bunu yapanlara hem de şimdi kahramanlık destanları düzen zavallı basın parçacıklarına..
ucuz kahramanlar
24 Şubat 2011
Büyükşehir Küçük 1 TL :)
Bir KÜF Project uygulaması:
Kuğulu Alt Geçidi Pisuvar Eylemi :)
Eylemle ilgili bir de not KÜF'ten:
Kuğulu Alt Geçidi Pisuvar Eylemi :)
Eylemle ilgili bir de not KÜF'ten:
Bi’ pisuarı eksik Kuğulu alt geçidi. İşe bak! Kalitesiz, çirkin, 3. Dünya fıskiyeleri. İşe bak! Zincirlerle çevrilmiş, yaya trafiğine kapatılmış meydanlar. İşe bak! Açık hava otoparkına çevrilen Tunalı Hilmi Caddesi, yoktan var edilen sektörler, rantlar. İ...şe bak! En yakını şehir merkezine 20km uzaklıkta bulunan parklar, bahçeler. İşe bak! Büyüdüğümüz kaldırımların yerini alan, sıradan, zevksiz alışveriş merkezleri. İşe bak! Her seçim öncesi telaşla kurulmuş hayallerin urunu projeler, asla gerçekleşmeyeceği bilinen fantastik vaatler. İşe bak! Fahiş karlarla satılan belediye hizmetleri, işlevsiz demir yığınları. İşe bak! Hafızasını kaybetmiş, ruhunu yitirmiş bir kent. Ve karşınızda Avrupa Konseyi ödüllü şehir (!), Ankara. İşe bak! İşe! BÜYÜKŞEHİR KÜÇÜK 1 TLAdını bu video ile duydum bu grubun, çok başarılı buldum eylemlerini.. Çok yakışmış pisuvar o alt geçide, ellerine, akıllarına sağlık, devamını dileriz :)
Ben böyle sanatın gözünü seveyim :)
26 Ocak 2011
TRON
1982 yapımı efsane bilim-kurgu filmi Tron'un yeni versiyonu; TRON: Legacy (2010) adı ile çok yakında vizyonda olacak. Yeni filmi göreceğiz tabii ama, yenisini izlemeden önce eskisini hatırlamak, yad etmek gerekiyor.
Filmin özellikle Lightbike sahnesi çok etkileyiciydi (dönemine göre tabii).
Yeni film, 3D olarak yakın zamanda sinemalarımızda gösterime girecek. Yenisini izlemeden önce 1982 versiyonunu izlemenizi tavsiye ederim.
Bu film hakkında bilgilere buradan veya şuradan bakabilirsiniz.
Yeni filmin afişlerinden birisi |
Yeni film hakkında da şuradan bilgi alabilirsiniz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)